Biz duruyoruz ama dünya dönüyor

0
110

Teknoloji, şehir hayatı tusunamisi bizleri önüne katıp sabah evden çıkartıp büyük şehirlerde trafik keşmekeşine sokup saatlerce egzoz soluttuktan sonra iş yerimize vardırıp, yine akşam bu modern çağ işkencesi ile bizleri eve bırakmaktadır. Öyle alıştık ki trafiğe büyük şehirlerde yol açık olduğunda varacağımız yere erken gittiğimizde ne yapacağımızı bilemiyoruz ve erken gittiğimiz için bu sefer hayıflanıyoruz.

Hayatlarımızın merkezinde iş hayatı olmaya başladı. Peki ya toplumun temel taşı olan Aile hayatı ! En önemlisi kendi canımızdan kanımızdan olan bireylerin yaşamları olması gerekirken, müşterimizin sağlığını daha fazla düşünür olmuşuz. Daha fazla ürün satabilmek için alıcıların psikolojik durumlarıyla ilgili eğitimler alırken, ailemizin ruhani durumuyla ilgili bir kitap bile okumuyoruz.

Evet hayat akıp gidiyor, bizi de fark etmesek de sona doğru her saniye yaklaştırıyor. Biz duruyoruz ama dünya dönüyor. Aslında bir zaman makinesindeyiz, öyle filmlerdeki gibi ışıklar çıkıp geçmişe gitmesek de geleceğe doğru her an ilerliyoruz. 10 sene önceden bahsederken daha dün gibi dediğimiz sık, sık oluyordur.

Her anın kıymetini bilelim. Sevdiklerimizden er ya da geç ayrılacağımızı unutmayalım. Dünyada önemli olanın hoş bir seda olduğunu ve bıraktığımız güzel izlerin bizlere yoldaş olacağının farkında olalım.

Dünyada ki  7 milyar insanın günlük telaşlarını bir düşünün. Bir kısmı sadece bir lokma ekmek bulabilecek miyim diye sabah uyanır, bir kısmı acaba bugün füze veya bomba evimize düşer mi kaygısıyla başlıyor güne, bazıları en basit hastalıkta bile imkansızlıklar yüzünden evladını  tedavi ettiremeyip ölümünü gören insanlar. Diğer tarafta ise kıyafetin, yemenin, içmenin markasını kullanan, övünen, bunu sosyal medyalarda paylaşan, yani dünyadaki nimetlerin kaymağını yiyen tabaka…

5-10 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede teknolojide, tıpta, siyasette yani hayatın bir çok alanında çok öneli değişmelerin olduğunu görüyoruz. Şuan evlilik çağındaki gençlere cep telefonsuz hayatı anlattığımızda telefonun icadını  anlatıyormuşuz gibi dinliyorlar. Nasıl yaşıyordunuz cep telefonsuz sorusu buradaki en kritik soru!

Hayat çok hızlı şekilde akıp gidiyor, akıntıya karşı kürek çeken ya ilerler ya da çabasına göre en kötüsü geriye gitmeden yerinde kalır.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here