Üniversite okumak “meslek sahibi” olmanın dışında, kişiye farklı bir hayat duruşu ve manevi değer kazandırmaktadır. Ayrıca okuyan insan, olayları çok yönlü inceler ve analiz eder. Dünyaya her daim geniş bir pencereden bakar.
Kısacası, eğitimin önemli olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Gelişen toplumumuz da insanlar da bunun bilincindedirler. Böylelikle de “Herkes üniversite okumalı” politikasıyla bütün illere üniversiteler açılmıştır. Okumanın ve eğitimin öneminin farkındayız, fakat okumak içinde okunmaz. Çünkü herkesin bir kapasitesi vardır. Her çocuk doktor, avukat, öğretmen, mühendis, hakim olmaya yeterli olmayabilir. Hepimizde çok iyi biliyoruz , sadece üniversite mezunu olmak için boş yere zamanını harcayan okumuş olmak için senelerce aynı sınıfta zaman kaybeden çocukları.
Peki ne yapmalıyız?
Çocuklara seçme özgürlüğü vermeliyiz, eğer bir çocuk sevdiği işi yaparsa o işi merak eder, keşfetmeye çalışır sonundada öğrenir ve başarılı olur.
Ayrıca; herkesin yeteneğine göre eğitim alması çok önemlidir. Çünkü her insanın farklı vede çok gelişmiş becerileri vardır. Mesela bilişsel becerisi düşük olan bir çocugun spor yeteneği yada müzik yeteneği çok gelişmiş olabilir. Böyle durumda o çocuğun güçlü yanını bulup ortaya çıkarmak ve o konuda eğitilmesini sağlamak gereklidir. Başarı ancak bu şekilde sağlanır. Başarılı olan çocuk ise mutlu olur. Mutlu olan insanlarda sağlıklı ve faydalı bir toplumun oluşmasını sağlarlar.
Maalesef ki; eğitim Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. Çünkü bizdeki eğitim sisteminde çocuklar, istemedikleri bir okul da sadece okumuş olmak için okuyorlar.
Ezberci, gerçek hayattan uzak sisteme dayalı bir eğitim alıyorlar, ödevler ise öğrenmek için değil de not almaya yönelik bir durumda.
