Koruyucu sağlık hizmetleri, Sağlığı korumak, hastalığın oluşmasını önlemek için verilen hizmetler ile yapılan tüm uygulamalardır.
Devletimiz vatandaş hastalandıktan sonra sosyal devlet sorumluluğu ile gerekli desteği vermektedir. Özellikle son yıllarda Devletin Özel Hastanelerle anlaşma sağlaması basit hastalıklar için bile devlet hastanelerinde bir veya 2 günün kaybedilmesini engellemiştir.
Ayrıca Özel Eczanelerin muayene sonrası yazılan ilaçları sigorta katkısı ile sağlaması, sağlık hizmetlerindeki memnuniyeti önemli ölçüde arttırmıştır. Önemli olan bir konuda bu hizmetler için ciddi bir bütçenin her yıl ilaç ve ek sağlık hizmeti alımı için ayrılmasıdır.
Sağlığa ayrılan bütçenin bir bölümü önleyici sağlık hizmetlerine ayrılamaz mı? Hastalık gelmeden önce önlem alınamaz mı?
Meyve sebze ile beslenen kişiler kolayca grip olmaktan şikayetçi oluyor. Acaba o yediğimiz meyve sebze ne kadar doğal? Tohumu gerçek mi? yoksa laboratuar ortamında geliştirilmiş kısır (tekrar tohum vermeyen) bir yapay tohum mu? Bunlar sağlığımız açısından çok iyi denetlenmeli. Tohum konusu devletimizin öncülüğünde ve tam denetlemesinde gerçekleştirilmelidir.
Aynı zamanda kullanılan zirai ilaçlarda profesyoneller eşliğinde uygulanmalıdır. Bir elma alıyorsunuz, bu elmaya ağaçta kurt vs. gelmesin diye ilaçlama yapılıyor, yağmur bile bu ilacı sökemiyor ve biz onu 3 saniye suyun altına tutup kurt veya kuşun bile yemediği elmayı afiyetle çocuklarımıza yediriyoruz. Bu tarz çiğ tüketilen meyve sebzelerin kesinlikle sirkeli su ile temizlenmesi bu tarz kalıntıların etkilerini azaltmak için önemlidir.
Ülkemizde uygulanmaya başlanan “Dumansız Hava Sahası” uygulaması ile Sigara kullanımı kısıtlanmaya başlamış, neden olduğu 50’ye yakın hastalığa dikkat çekilip, her yıl ülkemizde Sigara ve Sigaraya bağlı hastalıklardan tedavi gören ya da hayatını kaybeden 100.000 insanın korunması amaçlanmıştır. Sigara paketlerinin üzerine zararları anlatan fotoğraflar konuldu. Vergi artırımı ile caydırıcılık sağlanmaya çalışıldı. Bu uygulamalar ile Sigaradan uzaklaşanlar olduğunu biliyoruz. Eksik ama güzel uygulamalar. Daha da ciddi engellemeler olsa belki de hayatını Sigara nedeniyle kaybetmiş, ya da Sigara yüzünden hastalıklarla boğuşan insanlarımız olmayabilirdi.
Dünya genelinde birçok uzman işlenmiş Sosis, Salam, Sucuk gibi et ürünlerinin kansere davetiye çıkardıklarını açıklamışlardır. Bu ürünler özellikle çocuklarımızın en çok sevdiği kahvaltılıklar arasında yer almaktadır ve ülkemizde de bolca tüketilmektedir.
Asitli ve bol şekerli içeceklerdeki durum daha kötü boyutta…
Reklamlar da çocuklarımıza süslü görüntülerle, çeşitli albenili argümanlarla çocuklarımız enaz sigara kadar tehlikeli asitli ve bol şekerli içeceklerle zehirlenmektedir. Bu içecekleri içen kız çocuklarının 4-5 yaş erken geliştiğini, daha doğrusu yaşlandığını birçok bilim adamı ortaya koymuşken neden yasaklama veya kısıtlama anlamında bir önlem kanunen alınmamaktadır. Bu sınıftaki içecekler kullanım ölçüsüne göre başta kısırlık olmak üzere, kemik erimesi, şeker, tansiyon gibi onlarca hastalığa davetiye çıkarmaktadır.
Her zaman deriz ya, hastalık gelmeden önlemini alacaksın diye, işte bu önlemlere yukarıdaki verdiğimiz bazı örneklerle devletinde ciddi anlamda müdahil olması gerekmektedir.
Sağlıklı nesiller için, bugün sağlığı bozan veya bozabilecek tüm ürünlere kısıtlama getirilmesi ilaç ve muayene harcamalarımızı azaltacak, dinamik, zihnen ve bedenen sağlıklı yarınlarımız olmasını sağlayacaktır.
