Türkiye’de markalaşma yolunda ilerleme

0
68

Nüfus bakımından bizden çok daha küçük ülkelerin dahi Dünya çapında bilinen ve Pazar lideri olan markaları varken bizim neden bu şekilde ürün ve markalarımız yok? Niye bu kadar Holdingimiz, Sanayi kuruluşumuz ve şirketimiz varken bu kategorilere giremiyoruz?

Dünyada markalaşmak için önce kendi ülkemizdeki insanları kalitemize, verimliliğimize, satış sonrası desteğimize ikna edip yabancı sermayeli ürünlerin önüne geçmeliyiz. Türk halkı bir ürünü Pazar lideri yaptığında zaten globalleşen dünyada bu ürünün dış piyasalarda yer alması doğal bir süreçte kendiliğinden ilerleyecektir.

Bebek bezinden, mamasına, kozmetikten, cep telefonuna kadar birçok üründe son yıllarda başarılı üretimler yapılmasına rağmen, kalite ve özellikle satış sonrasındaki verilen hizmetleri Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadan en az rakiplerin çizgisinde uygulamamız gerekmektedir.

yerli malıGeçtiğimiz haftalarda kutlanan “Yerli Malı” haftasında okul çağındaki yaklaşık 20 milyon gencimize başlıca yerli malları olarak Portakal, Kısır, Erişte, Pestil gibi ürünlerden bahsetmeye devam edersek,  gerçekte dünya ile yarışacak markaları tanımamız ve tanıtmamız çok daha fazla zaman alacaktır. Bu saydığım ürünleri küçüksemek anlamında söylemiyorum, ama 20 milyon gencimizde potansiyel tüketicidir ve belirli bir kısmı okumak için, bir kısmı kısa bir süre sonra iş için yurt dışına açılacak ve öğrendiği yerli markalarla ilgili çalışmalar yapabilecektir. Gençlerimize bence yerli üretim markalarımızın isimleri dahi okul çağında verilebilir. Kitaplarda isimleri geçirilip eğitim-öğretime sponsorluk desteği de alınabilir. Yerli üretim tesislerimiz gezdirilerek Yabancı marka bağımlılığından ağaç yaşken eğilir felsefesiyle kurtarılabilirler. Son yıllarda birçok ülkeye Beyaz Eşya satışı yapan Türk firmaları çıkmışken, halkımız özelliklede orta gelir düzeyi ve üstündekiler yabancı markaları tercih etmeye başlamışlardır.

Yerli ürünleri satın almanın topluma en büyük faydalarından biride istihdamın artmasına destek olmaktır. Yabancı menşeili üründe sadece satıcı ekmek kazanırken, yerli üründe yan tedarikçi, ana tedarikçi, işçi, hammadde üreticisi, lojistik, dağıtım kanalları gibi onlarca sektöre destek olunmaktadır.

Ülkemizin gelişmesi büyümesi ve cari açığımızın kapanması için Dünya ölçeğinde markalar oluşturup tam konsantre ile devlet millet çalışmasıyla bu markaları yükseltmeliyiz. Dışa bağımlılığımızı her alanda azaltmalıyız.

araba1950’li Yıllarda 2.Dünya savaşı sonrası taş üstünde taş kalmayan ülkelerin bugün birçok Otomobil markası varken, biz bu savaşa girmememize rağmen neden bir tane bile Otomobil markamız halen bulunmamaktadır. Otomobilleri oluşturan bir çok parçanın ülkemizde üretilip dünya devlerine satıldığını biliyoruz. Un, yağ, şeker var, iş birleştirip helva yapacak bir babayiğidi bulmaya kalıyor.  Artık kendimize tam olarak güvenmeli ve Devletinde desteği ile bürokrasiyi azaltıp bu işlere hız vermeliyiz. Son yıllardaki savunma sanayisindeki gelişmeler dışa güvenlik anlamında bağımlılığımızı azalttığı gibi ödediğimiz milyarlarca Doların da cebimizde kalmasını sağlamıştır.

Ülke ve millet olarak öncelikle kendi gücümüzün, kendi becerilerimizin farkına varmalı, topyekün üretim hamlesi başlatarak milli markalarımızı her konuda desteklemeliyiz.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here